AIDS belirtileri kendi içerisinde rken dönem belirtileri ve ileri düzey belirtiler olarak ikiye ayrılır. Bağışıklık yetersizliği sendromu olarak bilinen bu hastalık ne kadar erken dönemde tedavi edilirse o kadar başarılı sonuçlara ulaşılır.
Bu nedenle hastalığın varlığından şüphe duyan kişiler zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Virüs vücuda girdiği andan itibaren hücreler içerisine yerleşir ve çoğalmaya başlar. Dolayısıyla uzun yıllar boyunca belirti vermeyebilir.
Hiv virüsü sinsi bir hastalık olduğu için vücutta ilerler. Kişinin bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen bu virüs zamanla hücreleri yok eder. Özellikle beyaz kan hücrelerinin azalması kişileri virüs ve bakterilere karşı savunmasız bırakır.
Bu tür durumlarda çoğu kişi ağır enfeksiyon geçirmenin yanında kanser gibi zorlu hastalıklara da yakalanabilir. AIDS belirtileri ileri düzey olmadan hastanın zaman kaybetmemesi gerekir. Bu nedenle herhangi bir şüphe duyulduğu andan itibaren hemen doktora başvurmak faydalı olacaktır.
Hiv virüsünün ilerlemesi halinde ortaya çıkan AIDS hastalığı daha çok kan ve cinsel temas yoluyla bulaşır. Virüs kanda çoğalmaya başladı için yapılan test kan testlerinde varlığı kolayca tespit edilir. Kan yoluyla bulaşma hızlı daha çok madde bağımlıları arasında yaygındır.
Virüsle enfekte olmuş kişilerin ortak enjektör kullanması halinde HIV virüsü hızlı bir şekilde yayılır. Korunmasız bir şekilde cinsel ilişki yaşanması halinde vücut sıvılarının birbiriyle temas etmesi halinde virüs bulaş gücü artar.
Bu doğrultuda yapılan araştırmalar ve virüsün en yaygın bulaşma hızının olduğu alan cinsel temastır. Bu konuda insanların bilinçsiz davranması hem diğer insanları olumsuz etkiler hem de bu sağlıksız ilişkiden doğacak olan bebekleri etkiler. Dolayısıyla çok eşli ilişkilerden sonra kişilerin AIDS belirtileri baş göstermesini beklemeden hızlı sonuç veren test yaptırması gerekir.
Tanılama amacıyla geliştirilen birçok test bulunur. Özellikle günümüz dünyasında gözle görülemeyen virüs ve bakterilere karşı farklı test türleri bulunur. Aynı şekilde HIV virüsünü belirlemek amacıyla kullanılan testler bulunur.
Kişinin vücudundan alınan kan ve sıvı örnekleri üzerinden yapılan incelemeler neticesinde HIV virüsü tespit edilir. Bazen AIDS belirtileri olmadığı gibi yapılan testler 6 aya kadar virüsün varlığı ile ilgili net bir bulgu göstermeyebilir.
Bu nedenle test yapılırken antijen ve antikoru birlikte inceleyen test türleri tercih edilir. Antijen ve antikoru ortak inceleyen testler sonucunda erken dönemden itibaren tanı koymak mümkündür. Bu testler sayesinde hastaya anında ilaç tedavisi uygulanır ve kullanılan ilaçlar virüsün büyük bir kısmını vücuttan uzaklaştırır.
Hiv virüsün vücuda girdiği andan itibaren bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek hücrelerin azalmasına neden olur. Bu nedenle hiv enfeksiyonu tedavisinde amaç bu hücrelerin azalmasına önlemektir.
Vücudun virüs ve bakterilere karşı savunmasında etkin rol oynayan hücreler HIV virüsünün vücutta ilerlemesi ile etkisiz hale gelir. Hastalık şüphesi taşıyan kişilerin zaman kaybetmeden tedavi olması gerekir.
Çünkü hiv virüsü hızlıca bulaştığı gibi bazı kişilerde ölümcül sonuçlara yol açar. Hiv virüsünün vücutta ilerlemesi ile ortaya çıkan AIDS hastalığı zaman içerisinde kendini gösterir. AIDS belirtileri ve belirtilerin ortaya çıkardı tahribat hakkında insanlar bilgilendirilmelidir.
Hastalığın başlangıç evresinde daha çok yorgunluk ve eklem ağrısı, halsizlik, ishal, vücudun bazı noktalarında oluşum gösteren beyaz lekeler meydana gelir.
İleri düzey AIDS belirtileri içerisinde ise hızlı kilo kaybı, ishal, yüksek ateş, nörolojik problemler, mor, kırmızı lekeler, mantar enfeksiyonu deri döküntüleri, bazı enfeksiyon türleri ve unutkanlık bulunur.
Erken tanılamanın son derece önemli olduğu AIDS hastalığı daha çok kan tahlili ile tespit edilir. Hiv virüsüne karşı vücut antikor üreteceğinden dolayı uygun zamanda yapılan kan testleri sonucunda detaylı bilgilere ulaşılır.
Hiv virüsünün neden olduğu tüm dünyayı tehdit ettiği gibi ülkemizi de tehdit etmektedir. Bu nedenle günümüzde her ne kadar zorunlu olmasa da bilinçli bireyler evlilik öncesinde HIV virüsüne karşı bir takım testler yaptırır.
Günümüz insanlarının bu konuda bu kadar duyarlı olması gelecek nesillerin sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca AIDS virüsü son derece sinsi bir şekilde vücutta ilerler ve her zaman belirti vermeyebilir. Virüsün temel amacı hücreler içerisine yerleşmek ve vücudun bağışıklık sistemini zayıflatmaktır.
Hiv virüsü her ne kadar belirti vermese de erken dönemde bir takım belirtileri mevcuttur. Hiv virüsü ile enfekte olmuş bir kişide 3-4 hafta sonra vücut ağrıları, ateş ve grip tarzı belirtiler baş gösterir.
Tüm bu belirtiler vücudun savunma mekanizmasının virüse karşı harekete geçtiğini gösterir. Yani kişinin bağışıklık sistemi artık virüsle mücadele etmeye başlamıştır.
AIDS belirtileri ve vücudun Bu virüse karşı göstermiş olduğu mücadele belli bir süre sonra ortadan kalkar. Kişinin bu tür zamanlarda rehavete kapılmaması gerekir.
Çünkü hiv virüsü tekrarlayabilme özelliğine sahiptir. Dolayısıyla bu dönemde taşıyıcı kimsenin virüsü başka bireylere bulaştırma durumu mevcut olduğundan dolayı kişinin kendisini koruması gerekir.
HIV virüsü üç aşamalı bir şekilde belirti vererek ortaya çıkar. Bu aşamalar ilk belirtiler, 2. Aşama belirtiler ve son aşamada AIDS hastalığı olarak karşımıza çıkan belirtiler şeklindedir. AIDS belirtileri ilk aşamada kendini şu şekilde gösterir.
Hiv cinsel temas, kan yolu ve anneden bebeğe olacak şekilde 3 farklı yolla insanlara bulaşır.
İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü olan HIV virüsü vücutta ilerleyerek AIDS hastalığına yol açar. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen Bu hastalık başlangıçta ve ilerleyen evrelerde birtakım belirtiler göstererek varlığını hissettirir.
Yabancı bakterilere karşı savaşan hücrelerin etkisini azaltan hiv virüsü kadınlarda cinsel temas ve kan yoluyla görülür. Vücudun verdiği tepkiler neticesinde virüsün varlığı ile ilgili birtakım kaygı bir şüpheler duyulur.
Kadınlarda görülen AIDS virüsü ilk başlarda gribal enfeksiyon gibi belirtilerle ortaya çıkar. Virüse karşı vücudun doğal olarak geliştirdiği tepkiler ve belirtiler şu şekilde devam eder; ateş, titreme, eklem ağrıları, yorgunluk, şişmiş lenf düğümleri ve boğaz ağrısıdır.
Bu belirtiler daha fazla ilerlemeden bir uzmana görünmek ve bu doğrultuda geliştirilen testleri uygulamak gerekir.
Birçok kişinin korkulu rüyası olan HIV virüsü çoğunlukla erkeklerde görülür. Çünkü çok eşli bir cinsel yaşam sürdürmek ciddi bir risk faktörüdür. Bu nedenle erkeklerin muhakkak korunması gerekir.
Özellikler her cinsel ilişki sonrası kondom kullanılmalı ve kullanılan kondomlar tek seferlik olmalıdır. Virüsle enfekte olmuş kişilerin genital sıvıları kullanılan bu kondomlar sayesinde birbirine temas etmez.
Erkeklerde görülen AIDS belirtileri kadınlarda görülen belirtiler ile birebir aynıdır. Çünkü hiv virüsü her iki cinside etkilediğinden dolayı aynı belirtiler meydana gelir. Erkek AIDS belirtileri şu şekildedir; gece terlemeleri ve titreme, yüksek ateş, kas ağrısı, yorgunluk, farklı noktalarda şişen lenf düğümleri ve ağız yaralarıdır.