Ürik asit testi, kanda bulunan pürin maddenin parçalanması ve yağlı gıda tüketiminden sonra karaciğerde üretilen asit olarak bilinmektedir. Eğer bu madde normal şartlar altında vücuttan atılmaz ise eklemlerde birikir ve ağrılar açığa çıkarır.
Pürin; insan vücudunun temel yapı taşı arasında bulunur. Bu durum günlük tüketilen gıdaların yüksek proteinli olması sonucunda artış gösterir. Besinler yoluyla dışardan alınabilir.
Bu sebepten dolayı kandaki pürin parçalanır ve ürik asidin ortaya çıkmasını sağlar. Bu asidin referans değerinin üzerinde çıkması durumunda hiperürisemi, referans değerinin altında çıkması ise hipoürisemi olarak bilinir.
Pek çok hastalığa neden olduğu için yükselme ya da azalma olarak görülür. Referans değerinden farklı olacak şekilde çıkan ürik asit testi sonrasında mutlaka uzman hekime danışmalı ve test yaptırılmalıdır.
Guatr hastalığı, radyoterapi, kemoterapi gibi hastalıkların takibinin gerçekleşebilmesi içi ya da böbrek taşı oluşumunda böbrek yetmezliği riski ile karşı karşıya kalınırsa hastaya ürik asit testi yapılır.
Bu asidin kanda biriktiği veya birikmediğini öğrenebilmek için yapılır. Yapılacak olan test için; hastanın dirseğinin iç kısmındaki damardan numune kan alınır. Alınan kan laboratuvar ortamına gönderilir ve incelenerek, seviyesi ölçülür.
Genel olarak bakıldığında hastanın radyoterapi, kemoterapi ya da böbrek taşı rahatsızlığını takip etmeye yarayan bir test olarak bilinir. Ürik asit kanda birikir ve eklemlerde ağrılara sebep olur.
Hasta bu şikayetler ve ortaya çıkan belirtiler sonucunda uzman hekimden yardım alması gerekir. Uzman hekimin kontrolünde hastaya test yapılır ve daha sonra doktor tarafından değerlendirmeye alınarak teşhis konulur.
Kanda bulunan pürinin parçalanması sonucunda ortaya çıkan bu ürik asidin kan seviyesinde düşük olarak görülmesi sonucunda ortaya çıkar.
Ürik asidin düşük çıkma durumlarında böbrek iltihabı, parkinson, fanconi sendromu, diyabet, Wilson hastalığı, kanser türleri, endokrinolojik hastalıklar ve buna benzer hastalıklarda kandaki ürik asit seviyesinde düşüş görülür.
Ürik asidin tek başına belirti ortaya çıkarmadığı, hatta düşünce bu hastalıklarında beraberinde geldiğini anlamak mümkündür.
Hiçbir hastalık ortaya belirti çıkarmadan görünmez. Belirtiler bir anda ortaya çıkmaz. Kendini yavaş yavaş gösterir ve tedavi edilmediği durumlarda ciddi hastalıklara sebep olur.
Ürik asit düşüklüğü sırasında ortaya çıkan belirtiler genelde halsizlik ve kemik ağrılarına yol açar. Böyle durumlarda mutlaka testin yapılması ve ürik asidin değerleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
Normalde dışkı ve idrar yoluyla atılması gereken ürik asit çeşitli sebeplerden dolayı dışarıya atılamaz. Bu yüzden vücutta kalır ve eklem ağrılarına sebep olur.
Vücuttan atılamadığı için, eklemlerde ağrı yapmakla sınırla kalmaz ayrıca bazı hastalıkların oluşumuna da neden olur. Bu durum yüksek tiroit, sedef hastalığı, şeker hastalığı, böbrek hastalığı, kanser türleri ve kemoterapi, kurşun zehirlenmesi ve gebelik gibi nedenlerden dolayı yüksek çıkar.
Ortaya çıkan ürik asit yüksekliği bazı belirtilerde görülür. Bu belirtiler kişiye rahatsızlık vermekle kalmaz, ağrılı günlerin geçmesine sebep olur. Nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, idrara çıkmada azalma, eklem ağrıları, halsizlik, yorgunluk, kol ve bacaklarda ödem oluşumu, böbrek taşı oluşumu ve böbrek yetmezliği, gut hastalığı gibi.
Yiyeceklerin pürin açısından zengin olması ve sindirilmesiyle birlikte ürik asit oluşturur. Pürinin salam, sosis, sucuk, bira, kabuklu deniz ürünleri, kahve, çay, kuru fasulye gibi ürünlerde oldukça zengindir. Bu besinlerin vücuttan alınmasıyla birlikte parçalanması ve enzim haline gelmesinde yardımcı olan bu asittir.
Atık madde şeklinde yaklaşık olarak 1/3 oranında dışkı ile, 2/3 oranında ise boşaltım yoluyla dışarıya atılabiliyor. Dışarıya atılan asidin %60’lık oranı hem vücuttan dışarıya atılır hem de daha sonra tekrardan üretilmiş olur. Buradaki referans değeri erkeklerde; 7-8 mg/dl, kadınlarda ise 6 mg/dl değerinde olması gerekiyor. Fakat 40 yaş ve üzeri kişilerde bu değer %10-15 oranında görülebilir.
Normal şartlar altında yapılan her testin kendine göre referans aralığı vardır. Bu aralığın aşılması ya da düşük olması durumunda genelde bazı tehlikelerin oluşabileceği anlamına gelir. Kadınlarda ve erkeklerde farklı değerlerde görülen bu durum kadınlarda 6 mg/dl iken erkeklerde 7-8 mg/dl oranında görülür.
Eğer bu değerin üzerine çıkıldığı durumlar oluşursa, risk grubuna giren bir durum söz konusu olur. Bu yüzden tehlike arz eden bir durum olduğu için uygun olan tedavi yöntemlerine başvurulur.
Eğer hastanın şikayetleri ve belirtileri bu yönde artış göstermeye devam ederse, en kısa süre içinde hastaneye başvurmalıdır. Burada iç hastalıkları ve romatoloji uzmanlarından yardım alması gerekir.
İhtiyaç durumunda hastadan ürik asit testi ister. Bu test sonucundaki kandaki ürik asidin değerine bakılır ve uygun olan tedavi yöntemlerinin başlatılmasına yardımcı olur. Eğer çok acil bir durum için ihtiyaç duyulursa, işlemlerin özel hastanede yapılması daha uygundur.
Devlet hastanelerinde görülen yoğunluk sebebi ile testin sonuçlanması zaman alabilir. Özel hastanede yapılan testin daha hızlı sonuçlanacağını bilmenizde fayda vardır. Yapılan testin fiyatı merak konusu olsa da bu konu hakkında kesin bilgiye rastlanmaz.
Çünkü yapılan testlerin her hastanede değişkenlik gösterdiği durumlar vardır. Bunun için hastane ile iletişime geçerek, fiyat bilgisi alınması daha uygundur. Ürik asit testi fiyatları 2024 hakkında bilgi almak için bizlere hemen ulaşabilirsiniz.